Alpay Kılıçkaya Yazdı

Türkiye’nin dört bir yanında, taşımacılık sektöründe çalışan esnafın gündemi tek bir noktada birleşmiş durumda: tahditli plakaların süresiz mülkiyet hakkının, yeni yasa düzenlemesiyle süreli hale getirileceği iddiası. Bu mesele, yalnızca plakası olan esnafı değil, aileleriyle birlikte 2 milyon kişiyi doğrudan etkiliyor. Ancak, bu denli geniş bir kitleyi ilgilendiren konuda yetkililerden hâlâ net bir açıklama gelmemiş olması, endişeleri giderek büyütüyor.

Esnaf Ne Bekliyordu, Ne Buldu?

Cumhurbaşkanımızın ve dönemin Ulaştırma Bakanı Sayın Adil Karaismailoğlu’nun açıklamaları, esnafı umutlandırmıştı. Açıklamalar, uzun süredir süregelen mülkiyet sorunlarının çözüleceği yönündeydi. Esnaf, yıllardır beklediği bu müjdeli haberi almayı beklerken, yeni düzenlemenin tahditli plakaları süreliye çevireceği iddiasıyla sarsıldı.

Bu durum, “Pirinç beklerken elimizdeki bulgurdan mı olacağız?” endişesini beraberinde getirdi. Üstelik, hazırlanan yasa taslağına yayın yasağı getirildiği söylentileri de bu endişeyi daha da derinleştirdi. Esnafın aklındaki soru ise son derece net: “Esnafın lehine bir yasa olacaksa, neden gizlilik içinde ilerleniyor?”

Ankara’da Temaslarımız

Geçtiğimiz hafta İzmir heyeti olarak Ankara’da önemli temaslarda bulunduk. Konuyu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Hamza Dağ’a ve Şoförler Federasyonu Başkanı Sayın Mehmet Yiğiner’e doğrudan ilettik. Kendilerine, esnafın taleplerini ve önerilerimizi içeren bir dosya sunduk.

Hamza Bey, konuyu grup başkanına ileteceğini ve yakından ilgileneceğini belirtti. Yiğiner Başkan ise federasyonun hukukçularını çağırarak önerilerimizi taslağa dahil etti ve şu açıklamayı yaptı: “Tahditli plakaların süreliye çevrilmesi kesinlikle söz konusu değil. Endişeye gerek yok.”

Bu ifadeler bir nebze içimizi rahatlatsa da, ortada dolaşan yayın yasağı söylentileri esnafın güvensizliğini körüklemeye devam ediyor. Esnaf, resmi bir ağızdan açık ve net bir açıklama bekliyor.

Anayasa’nın 173. Maddesi Açık: Devlet Esnafı Korumalı

Bu noktada hatırlatmak isteriz ki, Anayasa’nın 173. maddesi açıkça devlete, esnaf ve sanatkârı koruma sorumluluğu yüklemektedir. Esnafın tahditli plakalarla ilgili endişelerinin bir an önce giderilmesi, anayasal bir yükümlülük olmanın yanı sıra, sosyal ve ekonomik bir zorunluluktur.

400 bin taşımacı esnafının yıllardır alın teriyle sahip olduğu plakaların mülkiyet hakkı, yalnızca bir ekonomik araç değil, aynı zamanda bir güvence, bir miras olarak görülmektedir. Bu güvencenin ortadan kalkması, esnafı derinden sarsacak sonuçlar doğurabilir.

Esnaf Haklı: Resmi Açıklama Bekleniyor

Bugün esnaf şunu soruyor: “Lehimize bir yasa çıkacaksa, neden bu kadar gizlilik içinde yürütülüyor?” Şeffaflık, güvenin temelidir. Bu yüzden, tahditli plakaların süreliye çevrilmesinin söz konusu olmadığı yönünde resmi bir açıklamanın ivedilikle yapılması gerekmektedir.

Taşımacı esnafı, Türkiye’nin ekonomik damarlarından biridir. Çözüm bekleyen bu sorun, yalnızca bireyleri değil, Türkiye’nin sosyal ve ekonomik dengelerini de ilgilendirmektedir. Ankara’dan gelecek net bir açıklama, 400 bin esnafın ve onların ailelerinin geleceğine ışık tutacaktır.

Son Söz

Bu yazıyı, esnafın sesi olmak ve onların endişelerini dile getirmek amacıyla, mecliste temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya giderken uçakta yazıyorum. Amacımız, esnafın haklarını savunmak ve hak ettikleri huzuru geri kazanmalarına katkıda bulunmaktır.

Bugün esnaf, “Hakkımızı savunan var” diyeceği net bir açıklamayı dört gözle bekliyor. Bu konuda yetkililerin göstereceği şeffaflık, güvenin yeniden tesis edilmesi için en önemli adım olacaktır.

Unutulmamalıdır ki, esnaf bu ülkenin omurgasıdır. Omurganın zarar görmesine hiçbirimiz kayıtsız kalamayız.