Sivasspor'un yıldızı Fode Koita'dan özel açıklamalar: Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş da beni istedi! | PSG'ye gidiyordum ama...
2021-2022 sezonunda Trabzonspor’la Süper Lig şampiyonluğu yaşayan ve şu an Sivasspor’un başarısı için ter döken 33 yaşındaki Gineli santrfor Bengali-Fodé...
Bir dönem Montpellier, Lens, Le Havre, Caen ve Blackburn Rovers gibi takımlarda futbol oynayan Gineli santrfor Fodé Koita, 2016 yılında Süper Lig ekibi Kasımpaşa’ya transfer oldu ve burada 5,5 yıl forma giydi. 2021 yılında Trabzonspor’a transfer olan başarılı futbolcu, buradaki ilk sezonunda Süper Lig şampiyonluğu yaşadı. Bordo-mavili ekipte yaşadığı sakatlıklardan dolayı istediği performansı sergileyemeyen Koita, sezon başında bir başka Süper Lig ekibi Sivasspor’a transfer oldu. Yiğidolar’da şimdiye kadar çıktığı 17 maçta takımına 5 gollük bir katkı sağlayan Gineli yıldız, hedefleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Tecrübeli isim, kariyeriyle ilgili bilinmeyenleri de aktardı.
Sivasspor'un Gineli santrforunun açıklamaları şu şekilde;
“AVRUPA KUPALARINA KATILMAK İÇİN GÜZEL BİR PERFORMANS SERGİLİYORUZ”
Soru: Süper Lig’de şimdiye kadar oynadığınız 27 maçta 37 puan topladınız. Ligde şu an 6.sırada bulunuyorsunuz. Süper Lig’deki başarılı performansınız ve Avrupa Kupalarına katılma hedeflerinizle ilgili neler söylemek istersin?
Evet, Süper Lig’deki son 5 hafta bizim için çok iyi geçti. Şu an Avrupa Kupalarına katılma yolunda iyi bir rekabet içindeyiz ve güzel bir performans sergiliyoruz. Bu sene Süper Lig aslında diğer sezonlara göre daha farklı bir şekilde yaşanıyor. Herkesin birbirini yenebilme ihtimalinin olduğu bir sezon yaşıyoruz, tabii ki zirvedeki bu iki takım haricinde. Lig tablosuna baktığınızda takımlar arasındaki puan aralıkları çok dar. Kimin aşağı ineceği ve kimin yukarı çıkacağı gerçekten belli değil.
“BÜLENT UYGUN’UN GELMESİYLE DAHA DA İYİYE DOĞRU GİTTİK”
Soru: Son 5 maçta 3 galibiyet, 2 beraberlik alarak istikrarlı bir grafik çiziyorsunuz. Bu iyi gidişatın pay sahiplerinden biri olan teknik direktör Bülent Uygun’un takım yönetimi hakkında ne düşünüyorsun? Takımdaki atmosfer nasıl?
Sezona zaten iyi başladık, yani başlarda da iyi bir grafik çizdiğimizi düşünüyorum. Tabii ki daha önce yapamadığımız bir seri yaptık. Süper Lig’de bu seriyi yapmak gerçekten çok önemli. Servet Çetin de iyi bir iş çıkardı ama daha sonra Bülent Hoca’nın gelmesiyle daha da iyiye doğru gittik. Bence takımda çok iyi bir atmosfer var. Takımdaki bu atmosfer zaten maçlarımızdan da belli oluyordur. Açıkçası sakatlıklarla boğuştuğumuz ve kadromuzun kısıtlı olduğu zamanlar geçirdik. Ama performansımızı ortaya koyarak iyi sonuçlar almayı da bildik. Ve bu da bence takımın karakterinin çok güzel bir ispatıdır.
“SİVASSPOR’A YAPABİLDİĞİM KADAR KATKI SAĞLAMAK İSTİYORUM”
Soru: Şimdiye kadar 17 resmi maçta forma giydin ve takımına 5 gollük katkı sağladın. Bireysel hedeflerini anlatır mısın? Clinton N'Jie ve Rey Manaj gibi oyunculardan kurulu hücum gücünüz var. Bu durum performansına nasıl yansıyor?
Takımda böylesine iyi oyunculara sahip olmak tabii ki çok iyi bir şey. Onların yardımlarıyla da takım iyi yerlere doğru gidiyor. Takımıma yapabildiğim kadar katkı sağlamak istiyorum. Takım olarak ne kadar iyi iş çıkarırsan bütün herkes o kadar daha özgüven kazanıyor. Özellikle bu durum forvet oyuncuları için daha büyük bir önem kazanıyor. Bunu kazan-kazan sistemi gibi düşünebiliriz. Herkes ne kadar büyük bir katkı yaparsa bunun sonuçlarını hep beraber alıyoruz. Bu da takımı ve bireysel olarak oyuncuları da yükseltiyor.
“SÜPER LİG, KENDİNE HAS ÖZELLİKLERİ OLAN FARKLI BİR LİG”
Soru: Daha önce Fransa ve İngiltere liglerinde forma giydin. Süper Lig’deki mücadele, mantalite ve kalite hakkında neler söylemek istersin?
Türkiye Ligi, aslında kendine has özellikleri olan farklı bir lig. Süper Lig için Fransa ve İngiltere futbolunun bir karışımı da diyebiliriz. Çünkü buraya İngiltere ve Fransa Ligi’nden gelip oynayan oyuncular görüyoruz ve bu oyuncular aslında geldiklerinde çok zorlanıyorlar. Süper Lig’in kalitesi çok yüksek olduğu için çok zorlu bir lig. Aynı zamanda çok sert bir futbolun oynandığı ve fiziksel mücadeleye dayalı bir lig. Süper Lig, diğer yandan da çok sayıda yetenekli oyuncuların da bulunduğu bir lig.
“F.BAHÇE, G.SARAY VE BEŞİKTAŞ DA BENİ İSTEDİ AMA TRABZONSPOR…”
Soru: Kasımpaşa’da oynadığın dönem etkileyici bir performansa imza atmıştın. Fenerbahçe’ye transfer olan Mame Thiam ile mükemmel bir uyumunuz vardı. O dönem adın Beşiktaş ve Fenerbahçe’yle de anılmıştı. Trabzonspor’a transfer sürecinde neler yaşandı?
Evet, o zamanlar büyük takımlardan bana talepler vardı. 4 büyük takım da beni transfer etmek istemişti. Açıkçası Kasımpaşa’dan ayrılma sürecim çok zor oldu. En ciddi talepte bulunanlar Beşiktaş ve Trabzonspor’du. O dönem Trabzonspor’a gitmeyi tercih ettim. O sene Süper Lig şampiyonluğunu hedefleyen bir Trabzonspor vardı. Özellikle de Abdullah Avcı’nın başında olduğu bir Trabzonspor vardı. Abdullah Avcı isminin Trabzonspor’da olması oraya gitmemde çok büyük bir etken oldu. Trabzonspor’daki süreç çok istediğim gibi geçmedi ama orada şampiyonluk yaşadık.
“ŞAMPİYON OLDUĞUMUZ SEZON ZOR ZAMANLARIN ÜSTESİNDEN GELDİK”
Soru: Trabzonspor’da oynadığın dönem Abdullah Avcı önderliğinde Süper Lig şampiyonu olmuştunuz. Abdullah Avcı’nın takım yönetimi ve Süper Lig şampiyonluğu hakkında ne düşünüyorsun?
Evet, şampiyonluğu Abdullah Avcı’yla beraber kazandık ama açıkçası konu onunla beraber kazanmamız değildi. Trabzonspor’un yıllardır şampiyon olamadığı bir süreç vardı. O kadar uzun bir süreden sonra Trabzonspor’un bu şampiyonluğu yaşaması çok mutluluk vericiydi. Çünkü bu yolda takım olarak hep beraber çok çaba sarf ettik. O sene boyunca zor zamanlar geçirdik ve bu zor zamanların üstesinden geldik. Orada oynarken Trabzonspor’un ne kadar büyük bir kulüp olduğunu görüyorsunuz. Çünkü bütün bu zorlu süreçlerde kulübün bu olaylara yaklaşım tarzı ve yönetim şekli öyle güzel ilerledi ki o sene şampiyon olmamızı sağladılar. Mesela baktığınız zaman Fenerbahçe ve Galatasaray da büyük bir kulüp ama gerçekten Trabzonspor’un içine girdiğiniz zaman buranın ne kadar büyük bir kulüp olduğuna gözlerinizle şahit oluyorsunuz.
“TRABZONSPOR’A EN İYİ PERFORMANSIMI VEREMEDİM”
Soru: Trabzonspor’da toplam 21 maçta forma giydin ve takımına 1 gol, 1 asistlik katkı sağladın. Trabzonspor’da istediğin performansı gösterdiğini düşünüyor musun? O dönem takımda Cornelius, Djaniny gibi forvetler de vardı.
Evet, tabii ki rakamlara baktığınız zaman Trabzonspor’a en iyi performansımı veremedim. Her şeyden önce adaptasyon sürecimde gecikmeler yaşadım. Ondan sonra sakatlıklarım oldu ve şanssızlıklar peşimi bırakmadı. Trabzonspor’da oynamak, benim için güzel bir tecrübeydi. Orada Cornelius, Djaniny ve diğer büyük futbolcularla oynamak benim için çok güzeldi ve çok keyif vericiydi. Ama genel olarak baktığımızda yaşadığım sakatlıklar ve şanssızlıklardan dolayı istediğim performansı gösteremedim diyebilirim.
“PSG, BENİ TRANSFER ETMEK İSTEDİ AMA AİLEM MONTPELLİER’E GÖNDERDİ”
Soru: Genç yaşta Montpellier’e gitmeden önce sana PSG’nin de ilgisi vardı. Genç yaşta edindiğin bu tecrübeye dair anıların nelerdir? Pişmanlık yaşadın mı?
Yok, hayır. Aslında bu konuda bir pişmanlığım yok. O dönemlerde ailem benim okula gitmeme daha çok önem veriyordu ve babam henüz hayattaydı. Okul onlar için önemli bir şeydi. Paris’te doğup büyüdüm ve orada yaşadık. Ama yaşadığımız semt çok kolay bir yer değildi. Zorlu şartlarda olan, biraz karmaşık bir semtti. Ama ailem beni okuldan ayrı tutmak istemedi. Okula gitmem için sürekli baskı yaptılar ve Montpellier de bize yakın bir yerdi. Orada Montpellier takımına gittim ve burada hemen A takıma yükseldim. Montpellier’de direkt şampiyonluk yaşadık. Evet, Paris Saint Germain beni transfer etmek istedi ama ailem Montpellier’e gitmemi istedi. Ama o zamanlar şartlar bunu gerektiriyordu. Montpellier’e gittiğim için hiç de pişman değilim.
“YUNUS EMRE KONAK’IN OYUN TARZI İNGİLİZ FUTBOLUNA ÇOK UYGUN”
Soru: Takım arkadaşın Yunus Emre Konak, Premier Lig ekibi Brentford’a transfer oldu. Bir dönem sen de İngiltere’de oynadın. Yunus Emre’nin hem transfer başarısı hem de potansiyeli hakkında gözlemlerin nelerdir?
Yunus Emre Konak, mükemmel bir futbolcu. Ben takıma ilk geldiğim günlerde takımdaki herkese Yunus Emre’nin ne kadar yüksek bir potansiyeli olduğunu söylemiştim. Teknik olarak çok iyiydi ve çok agresif bir futbol tarzı vardı. En önemlisi de Yunus Emre, hiçbir şeyden korkmuyor. Defans yaparken bile sürekli ileriye doğru defans yapıyor. Rakibin kendine doğru gelmesini beklemiyor ve kendisi rakibe doğru hamle yaparak sert bir şekilde baskı uyguluyor. Yunus Emre’nin futbol tarzı İngiliz futboluna da çok uygun bir şey aslında. Onun kısa sürede İngiliz futboluna adapte olacağını düşünüyorum. Çok sağlam bir mantaliteye sahip bir futbolcu. Çevresindeki insanlara her zaman kulak veriyor. Kendisiyle ilgili olan tavsiyeleri dinler. Nasıl davranacağını ve hareket edeceğini çok iyi bilir. Bu sıralar sakatlık yaşadı ve şanssız bir dönemden geçiyor ama inşallah sakatlığını aştıktan sonra Yunus Emre’nin çok iyi işler çıkaracağına inanıyorum. Yunus Emre Konak’ı, Younès Belhanda’ya benzetiyorum.
“EN İYİ PERFORMANS GÖSTEREN FORVET EDİN DZEKO”
Soru: Süper Lig’de Icardi, Dzeko, Paul Onuachu, Aboubakar ve Mame Thiam gibi performanslarıyla dikkat çeken forvetler var. Tecrübeli bir forvet olarak hangi ismi daha farklı buluyorsun?
Vincent Aboubakar, birkaç aydır yaşadığı sakatlıklardan dolayı futbol oynamadı. Dzeko, sürekli olarak güzel goller atıyor ve liderlik özelliğiyle takımını sürekli ileriye taşıyor. Icardi, her özelliği tam olan bir forvet ama o da yaşadığı sakatlıklardan dolayı gerçek Icardi’nin performansını veremiyor. Bu saydığımız forvetlerden benim gözümde en iyi performans gösteren forvet oyuncusu Edin Dzeko diyebilirim.
“EN ÇOK BEŞİKTAŞ’IN STADYUMU’NDAN ETKİLENDİM”
Soru: Avrupa’daki büyük liglerde forma giymiş ve oradaki atmosferi bilen bir oyuncu olarak Türkiye’deki futbol atmosferini ve taraftarlardaki tutkuyu nasıl buluyorsun?
Türkiye’deki taraftarlar, hiçbir ülkenin taraftarlarıyla karşılaştırılamaz. Çünkü buradaki taraftarların inanılmaz bir tutkusu ve coşkusu var. Karşılaştırma anlamında en yakın olarak ikinci sırada İngiltere diyebiliriz ama gerçekten Türkiye’deki taraftarlara yakın bile değiller. Türkiye’deki taraftarlar, futboldan dolayı üzüntü ve sevinç yaşıyorlar ama bunu aşırı derecede yaşıyorlar. Bunu gerçekten yaşayıp görmek gerekir. Çünkü bunu sadece yaşayıp görenler anlatabilir. Dışarıdaki bir insana bunu söyleyerek anlatamazsın. Türkiye’deki taraftarlar, inanılmaz derecede iyi. Türkiye’de oynarken etkilendiğim stadyum olarak net bir şekilde Beşiktaş’ın stadyumu demek istiyorum.
FACEBOOK YORUMLAR