Pandemi etkisi

Fehmi Başusta Yazdı..

Pandemi etkisi
04 Aralık 2020 - 09:29
Toplumların yapısını değiştiren genellikle tarihte iz bırakanlardır. Kimi zaman bir savaş, kimi zaman bir buluş ve kimi zamanda doğal afetlerdir. Toplumun mayası maddi, manevi, kültürel ve sosyal değerlerdir. Maddi ve manevi değerler toplum mühendisliğiyle kolayca değişmez. Ancak zorunlu olarak hayati şartları değiştiren etmenler; toplum değerlerini, alışkanlıkları, ihtiyaçların giderilme şeklini ve niteliğini değişime zorluyor. 

Pandemi toplumun ihtiyaçlarının giderilme şeklini ve niteliğini değiştiriyor mu? Temassız alış-veriş alışkanlığı gelişti. Para, dokunmadan tüm dünya piyasalarında gezebiliyor. Tüm ihtiyaçların ayağımıza gelmesi bir yaşam haline dönüştü. Uzaktan erişim yaygınlaştı. Evden çalışma zorunlu oldu. Görüntülü telefon görüşmeleri gelişti. Temassız ve mesafeli selamlaşma güvenliğimiz oldu. Uzaktan eğitim, HES kodu ile seyahat, belli saatlerde evde olma hali canımızı sıksada sağlık için alınmış önlemlere uymak hepimiz için önemlidir. 

Yaşadığımız pandemi koşulları toplumların bazı temel yapılarının değişmesi gerektiğini şart koşuyor. Beslenme, barınma ve sosyal ilişkilerimizin değişime uğraması zorunlu hale gelmiştir. Yakın mesafe ilişkiler sosyal mesafe ilişkilerine evrilmek zorunda kalmıştır. 

Toplumun ihtiyaç listesi öncelikler açısından değişmiştir. Sağlık, sosyal destek ve eğitim öncelikli hale gelmiştir. Bu bilinç devletlerin politikalarını da etkilemeye başlamıştır. Sağlık öncelikli oldu. Sağlık politikaları sürdürülebilir, kamucu ve toplumcu olmalıdır anlayışı yaygınlaştı. Sağlıkta özelleşmenin durdurulması, yeterli eğitimin sağlanması, nitelikli teknik kadroların yetiştirilmesi için koşulların hazırlanması tartışılır oldu. Artık sağlık politikası alt yapısıyla ve üst yapısıyla verimli hale getirilmelidir. Devletin ayırdığı bütçe de sağlık ve eğitim öncelikli olmak zorundadır. Sağlığı ve eğitimi öncelikli politika haline getirmeliyiz. 

Pandemi süreci toplumun geniş kesimleri tarafından dikkate alınırken, özellikle kentleşmesini tamamlamamış olan kesimlerde ve kentlerde yaşayan ama sosyal ve kültürel becerisini tamamlamamış olan bir kesimde önlemlere ve tedbirlere uyulmadığını görüyoruz. Bunun temel nedeni kişinin sorumluluk bilincinin gelişmemiş olmasıdır. Birey toplumu etkiler veya toplumun genelinden etkilenir. Bu hem fizikidir,  hemde fikirseldir. Çevremize ve canlılara karşı sorumlu davranmayışımız, pandemi sürecinde temel problem olarak karşımıza çıkmıştır. 

Teknolojinin, bilişimin, enformasyonun ve bilginin ilerlediği bir yüzyılda bulaşıcı hastalıklara karşı önlem almada verimlilik sağlayamadığımız ortadadır. Toplumun tüm kesimleri, her yaş grubunda akıllı telefonların olduğu bir çağda hijyene, mesafeye ve maske kullanım şartlarına uyum sağlayamadı. Sosyal medyayı aktif şekilde kullanan gençlerin maske kullanımına direndiğini gördük. Günümüzde yedi milyar insan neredeyse birbirini yakından tanıyacak kadar birbirine yakındır. Aynı zamanda globalleşmenin tüm insanları aynılaştırdığı bir zamanda yaşıyoruz. Roller kültürel kalıplardan sıyrılarak genelleşmiştir. Saniyeler içinde milyonlarca yeniliğin kullanıma çıktığı bir çağda alışkanlıklardan da kurtulamamak ayrı bir tartışma konusudur.  

Alıştıklarımız, alışamadıklarımız veya alışmaya korktuğumuz bir çok şey artık farklı bir gözle görülmelidir. 

Tüm devletler afetlere karşı, pandemi gibi kıtalar arası yaygınlığa sahip hastalıklar ve bulaşıcılara karşı her zaman hazır bir eylem programı olmak zorundadır. Güvenlik ve sağlık politikaları güncel, etkin ve acil eylemlere uygun organizasyona sahip olmalıdır. Sağlık konuları acil eylem programı içinde sürekli geliştirilmeli ve tekrarlanmalıdır. Veri bankası hazırlanmalıdır. Demografik yerleşim planları etkin kullanıma uygun hale getirilmelidir. Nüfus hareketleri sürekli olarak güncel ve acil eylem planlarına uygun hale getirilmelidir. Acil eylem programları ve organizasyon yetenekleri becerileriyle pekiştirilmelidir. Devlet her vatandaşına ulaşabilmelidir. Genelden yerele veya yerelden genele uzanan organizasyon ağı etkinleştirilmelidir. Hukuk, kolluk, mülki idare ve yerel yönetim eş güdüm içinde vatandaşına hizmet edebilmelidir. Devlet organizasyonu bilgi ve beceriye sahip olmalıdır. Tüm vatandaşlara adil ve eşit şekilde erişilmelidir. 

Fırsatçılığın önü kesilmelidir. Çeşitli ihtiyaç alanlarında doğabilecek bir boşluk fırsatçılar için bir rant alanına dönüşmemelidir. Yaptırımlar ve hukuki süreç en etkin şekilde işlevselleşmelidir. Pandeminin ilk zamanlarında maske, kolonya, dezenfektan fırsatçıları toplum vicdanına zarar vermiştir. Devletin varlığı bu tür olaylarda kendini daha net şekilde orataya koymalıdır. Genel ahlak değerlerine ve toplum vicdanına zarar verecek ve vatandaşın çaresizliğe itilmesine neden olacak olan fırsatçılığa asla izin verilmemelidir. 

Diğer bir önemli konu ise eğitimdir. Eğitimin devam etmesi önemlidir. Bu devamlılığın sağlanması için öğrencilerin gerekli olan teknik alt yapıya erişimi devlet tarafından ücretsiz olarak sağlanmalıdır. Değişik sosyo ekonomik yapıdan gelen tüm öğrencilerin eğitime erişimi adil ve eşit olmalıdır. Bu devletlerin esas hizmeti haline gelmelidir. Sosyal devletin asıl rolü eğitim politikasıyla belirlenir. Adil, eşit ve erişilebilir olmalıdır. Eğitim politikasında ki belirsizlikler çocukların ve özellikle gençlerin umutsuzluğa itilmesine neden olur. Birey genç yaşta kendini güvende hissederse umudunu daha dinç tutar. Bu toplumun moral değerleri için kıymetlidir. Eğitimin toplumun temeli olarak kabul edilmesi bu açılanda bakıldığında önem kazanmaktadır.  Uzaktan eğitimin önem kazandığı bir çağda gerekli alt yapı sağlanmalıdır. Sınavların güvenliği, eğitimin kalitesi, örneklemelerin verimliliği, eğitimde merkezileşmenin yanı sıra denetlenebilir olması da sağlanmalıdır. İnteraktif bir modelleme ile düşünsel ve fikirsel tartışmaları güncel tutmalıdır. Uzaktan eğitimin felsefik ve etik alt yapısıyla beraber formasyonunun da hazırlanması gereklidir. Ayrıca interneti çeksin diye elinde bilgisayarıyla yükseğe çıkan öğrenciler, bilgisayarı olmadığı için ders alamayan binlerce öğrenci gördük. Gerçek ve üzücü bir tablo. 


Pandemi sosyal devlet sisteminin yaşatılmasının ne denli önemli olduğunu ortaya koydu. Yapısı sosyal adaleti tesis edecek güce sahip devletler vatandaşlarına moral ve motivasyonu yüksek hizmetler verirken; sosyal adalet sistemi yeterli olmayan devletler vatandaşlarına organizasyon ve erişim problemi yaşattı. Gelişmiş devletlerin vatandaşlarına hayatta kalma desteği sunması, pandemi sürecinde ekonomik ve sosyal konularda vatandaşın tüm ihtiyaçlarını karşılaması, alt yapısının gücünü ortaya koydu. 

Sosyal ve ekonomik bakımdan gelişmemiş, adil ve erişilir olmayan devletler tüm yükü vatandaşın sırtına yüklerken, adil ve erişilir hizmetler üreten, sosyal ve ekonomik bakımdan gelişmiş devletler pandeminin tüm yükünü kendisi karşıladı. Özellikle AB ülkelerinde maskeler, testler ücretsizdi. Sağlık çalışanlarının kiraları, çocuklarının bakımı, ulaşımları devlet politikası gereği karşılandı. İlgili tüm bakanlıklar eşgüdümle çalıştı. Merkezi hükümetle, yerel yönetimler tek çözüm merkezi ile yönetildiler. Amir niteliği sağlık politikalarını üretenlere bırakıldı. Bilim insanlarının önerileri esas alındı. 

Sosyal, kültürel ve ekonomik olarak gelişmiş devletlerin organizasyon yeteneği belirgin şekilde kendini hissettirdi. Vatandaş ile kamu arasındaki iletişim ve erişim, bilgi paylaşım seviyesi, uygulamada ki beceri, konu üzerine sosyalleşme ve ihtiyaçların giderilme etki ve süresi gelişmemiş olanlara oranla daha olumlu olmuştur. 

Pandeminin toplumun ve bireyin yapısı üzerine kalıcı hasarları araştırılmalıdır. Kalıcı hasarların psikolojik tarafını dikkate almakta fayda var. Davranışlar, yaklaşımlar ve alışkanlıklar üzerine önemli akademik çalışmalar yapılmalıdır. Görülmeyen hasarların daha uzun süre etkili olacağını unutmamamız gerekir. Devlete ve toplum vicdanına güvenin tahsis edilmesi gerekir. Sosyal adalet, eşit sağlık ve eşit eğitim sistemi için farklı kesimlerden fikirler alınarak geniş bir çatı oluşturulmalıdır. Toplumun farklılıklarını dikkate alarak, ekonomik ve sosyal koşulların eşitliğini sağlamaya dönük sosyal adımlar atılmalıdır. Bilimsel bakış açısı hakim kılınmalıdır. Devletin teknik kadroları liyakat sistemiyle yenilenmelidir. 

Unutmamak gerekir ki; doğal afetler ve pandemi gibi bulaşların getirdiği geniş çaplı toplum sağlığını olumsuz etkileyen faktörler tekrarlanma özelliğine sahiptir. Bu nedenle sistemler; insan sağlığını ve eğitimi merkeze koyan durumlar için her an hazır olmalıdır. Devlet vatandaşının sağlığını ve güvenliğini adil ve eşit şekilde sağlamak zorundadır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum