Küçükkurt: "Gelecekte susuz kalmamak için herkes üzerine düşeni yapmalı"
İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD) Çevre Komisyonu, Dünya Su Günü nedeniyle bir açıklama yayımladı
21 Mart 2021 - 20:11
İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD) Çevre Komisyonu, Dünya Su Günü nedeniyle bir açıklama yayımladı. Yaşamsal kaynağımız olan suyun gelecekte var olması için herkesin üzerinde düşeni yapmasının şart olduğunun ifade edildiği açıklamada, kullandığımız her üründe su ayak izini dikkate almak gerektiği vurgulandı.
İZSİAD Çevre Komisyonu’nun iklim değişikliği ile birlikte gündeme gelen su krizine dikkat çekmek için bir yazı kaleme aldığını dile getiren İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, bu konuda yarattıkları farkındalık için Çevre Komisyonu üyelerine teşekkür ettiğini söyledi.
Su ayak izini dikkate alalım
Günümüzde yaşanan hızlı nüfus artışı, kontrolsüz kentsel büyüme ve iklim değişikliğinin etkileri ile su kaynakları üzerinde oluşan baskı Covid-19 salgını ile birleşince su krizinin bir kere daha acil olarak gündeme geldiğine dikkat çeken Küçükkurt, “Dünya Doğayı Koruma Vakfı tarafından yayınlanan Türkiye su ayak izi raporunda yer alan verilere göre su kaynaklarının yüzde 74’ü tarım sektöründe, yüzde 13’ü endüstride ve yüzde 13’ü evsel su tüketiminde kullanılmaktadır. Özellikle tarım ve endüstriyel alanlarda kayıt dışı açılan su kuyularının taban suyuna yarattığı olumsuz etki bu yüzdelerin içine dahil edilmemiştir.
Bireyselden evrensele su tasarrufu için gerçekleştirilecek her türlü eylem bu aşamada büyük önem taşımaktadır. Bireysel su kullanımı denince ilk akla gelen içme ve musluk suyu olsa da kullandığımız her ürünün üretiminden ve satışına kadar harcanan su miktarını yani su ayak izini dikkate alarak değerlendirmek gerekmektedir” dedi.
İZSİAD su kaynaklarının korunmasına katkı sağlayacak
Su kaynaklarının yönetiminde acilen harekete geçilmesi gerektiğine işaret eden Küçükkurt, şöyle konuştu: “Gerçekleştirilen nüfus projeksiyonu araştırmalarına göre Türkiye nüfusu 2040 yılında 100 milyona yaklaşacağı tahmin ediliyor. Nüfus artışı, kontrolsüz su kaynakları kullanımı sonucu oluşan olumsuz tablo ve iklim değişikliğinin de etkisiyle projeksiyonlara göre, bugün 1.519 m3 olan kişi başına düşen su miktarının 2040 yılında 100 milyonluk nüfusla 700 m3’e kadar gerileyecek ve ülkemiz su krizi ile karşı karşıya kalacaktır.Su kaynaklarının kontrolsüz kullanımı sonucu oluşan olumsuz etkileri azaltmak ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlamak adına toplumun tüm kesimlerinin birlikte hareket etmesi gerektirmektedir. Bireyler ve işletmeler kendi ölçeğinde su tüketimi ve su kirliliği ile ilgili adımlar atmalı, su yönetiminden sorumlu karar vericiler uygun stratejiler geliştirerek suyun ve bağlı olduğu ekosistemlerin sürdürülebilirliğini sağlamalıdır. Suyun yaşamın kaynağı olduğu gerçeğinden yola çıkarak yaşamsal haklarımızın korunması adına konu ile ilgili her türlü girişimin yaratılmasında İZSİAD olarak katkı koyacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
İZSİAD Çevre Komisyonu’nun iklim değişikliği ile birlikte gündeme gelen su krizine dikkat çekmek için bir yazı kaleme aldığını dile getiren İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, bu konuda yarattıkları farkındalık için Çevre Komisyonu üyelerine teşekkür ettiğini söyledi.
Su ayak izini dikkate alalım
Günümüzde yaşanan hızlı nüfus artışı, kontrolsüz kentsel büyüme ve iklim değişikliğinin etkileri ile su kaynakları üzerinde oluşan baskı Covid-19 salgını ile birleşince su krizinin bir kere daha acil olarak gündeme geldiğine dikkat çeken Küçükkurt, “Dünya Doğayı Koruma Vakfı tarafından yayınlanan Türkiye su ayak izi raporunda yer alan verilere göre su kaynaklarının yüzde 74’ü tarım sektöründe, yüzde 13’ü endüstride ve yüzde 13’ü evsel su tüketiminde kullanılmaktadır. Özellikle tarım ve endüstriyel alanlarda kayıt dışı açılan su kuyularının taban suyuna yarattığı olumsuz etki bu yüzdelerin içine dahil edilmemiştir.
Bireyselden evrensele su tasarrufu için gerçekleştirilecek her türlü eylem bu aşamada büyük önem taşımaktadır. Bireysel su kullanımı denince ilk akla gelen içme ve musluk suyu olsa da kullandığımız her ürünün üretiminden ve satışına kadar harcanan su miktarını yani su ayak izini dikkate alarak değerlendirmek gerekmektedir” dedi.
İZSİAD su kaynaklarının korunmasına katkı sağlayacak
Su kaynaklarının yönetiminde acilen harekete geçilmesi gerektiğine işaret eden Küçükkurt, şöyle konuştu: “Gerçekleştirilen nüfus projeksiyonu araştırmalarına göre Türkiye nüfusu 2040 yılında 100 milyona yaklaşacağı tahmin ediliyor. Nüfus artışı, kontrolsüz su kaynakları kullanımı sonucu oluşan olumsuz tablo ve iklim değişikliğinin de etkisiyle projeksiyonlara göre, bugün 1.519 m3 olan kişi başına düşen su miktarının 2040 yılında 100 milyonluk nüfusla 700 m3’e kadar gerileyecek ve ülkemiz su krizi ile karşı karşıya kalacaktır.Su kaynaklarının kontrolsüz kullanımı sonucu oluşan olumsuz etkileri azaltmak ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlamak adına toplumun tüm kesimlerinin birlikte hareket etmesi gerektirmektedir. Bireyler ve işletmeler kendi ölçeğinde su tüketimi ve su kirliliği ile ilgili adımlar atmalı, su yönetiminden sorumlu karar vericiler uygun stratejiler geliştirerek suyun ve bağlı olduğu ekosistemlerin sürdürülebilirliğini sağlamalıdır. Suyun yaşamın kaynağı olduğu gerçeğinden yola çıkarak yaşamsal haklarımızın korunması adına konu ile ilgili her türlü girişimin yaratılmasında İZSİAD olarak katkı koyacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
FACEBOOK YORUMLAR