Karavandan binlerce aileye aş ve umut dağıtan mühendis
Deprem bölgesinde özellikle narenciye bahçelerini gezenler belki rastlamıştır. Üzerinde ‘ÇiftçidenEve’ yazan bir karavan dolaşıyor tarla ve bahçelerde.
Karavan aslında tarım gönüllüsü bir bilgisayar mühendisinin ofisi. Adı, Uğur Mursaloğlu. Mursaloğlu Hatay Reyhanlılı bir çiftçi ailenin oğlu. İstanbul’da bilgisayar mühendisliği eğitimi aldı. Uzun yıllar veri madenciliği üzerine kurumsal şirketlerde deneyimi oldu. Ancak babasının iflasının ardından kariyerine yeni bir yön verdi. Bölgedeki çiftçilere pazarlama, teknoloji gibi alanlarda destek veren bir ajans kurdu. Aile başta ‘Bu mümkün değil’ dese de çiftçilerin sesini üreticiye duyuracak çözümler geliştirmeye odaklandıklarını anlattı Mursaloğlu.
DEPREM HER ŞEYİ DEĞİŞTİRDİ
Mursaloğlu’nun planı zor da olsa tuttu. “Her şey yoluna giriyor” derken 6 Şubat depremleri tıpkı binlerce depremzede gibi Uğur Mursaloğlu ve ailesine de yeri doldurulamaz bir acı getirdi. “Evimiz yıkıldı, babamı kurtaramadık” diyen Mursaloğlu, kentten tekrar göç etiğini söyledi. “İzmir’de bir ev tuttuk. Ben İzmir’de duramadım. Burada öyle çok sorun, iş var ki. Şimdi bir karavanda hem çalışıyor hem de yaşıyorum” diye anlattı yaşadıklarını Mursaloğlu.
Uğur Mursaloğlu’nun üzerinde ÇiftliktenEve yazan karavanı aylardır deprem bölgesindeki bahçelerde kalan ürünleri tüketiciye ulaştırıyor. Ama Borusan Holding’in desteğiyle yürütülen bu çaba, bambaşka bir yere taşınmış durumda.
Deprem öncesindeki çiftçilerle çalışma yine devam ediyor ama deprem bölgesindeki konteyner kentlerin gıda ihtiyacına odaklanan bir iş modeli de devrede. Yani bölgedeki ürünleri dalından alıp konteyner kentlerdeki sofralara taşıyorlar.
Mursaloğlu’nun verdiği bilgilere göre bugüne kadar 20’den fazla konteyner kentteki 4 binin üzerinde aileye tarım ürünü götürüldü.
2.5 MİLYON TL’LİK SATIŞ
Reyhanlılı Uğur Mursaloğlu’nun Borusan Holding desteğiyle yürüttüğü işin sosyal girişimcilik tarafında da önemli bir başarı yakalandı. Bölgeden göçün artmasıyla dalında kalan mandalinaları toplamak, bunları kentlerdeki alıcılara ulaştırmak yapılanlara güzel bir örnek. Mursaloğlu şöyle anlattı yapılanları: “Mandalinaları toplayacak kimse kalmadı. Dalında çürümeye başladı. Hemen organize olduk. Haftada 22 ton mandalina sattık. 90 ton satış gerçekleştirdik. Yaptıklarımızı duyanlar dayanışma siparişleri veriyor. Bölgede üretilen 800’den fazla ipek ürün de sattık. Yani bölgedeki üreticilerle alıcıları buluşturuyoruz. Bu sayede 33 üreticiye 2.5 milyon TL’lik kazanç sağladık.”
Deprem bölgesindeki üreticiye özel paketler geliştirdiklerini söyledi Mursaloğlu. Sürecin hiç de kolay olmadığını anlattı: “Depremden sonraki iki ay yoğun dayanışma siparişleri geldi, üçüncü ayda bıçak gibi kesildi. Ama doğa durmadı. Üretim yaptı. Biz de birçok sivil toplum kuruluşuyla tanıştık. Dört çiftliği dağıtım merkezine çevirdik. Aşevleri, konteyner kentler gıdaya ihtiyaç duyuyor. Kampanyalar açtık. Kurumsal desteklerle ürünleri depremzedelere ulaştırıyoruz. Kampanyayı gören üretici de bize ulaşıp ürünüm var diyor.”
Mursaloğlu’nun anlattığı modelle bölgedeki aşevleri ve konteyner kentlere 40 ton, kurumsal firmalara 30 ton, kamuya 12 ton, evlere de sekiz ton gıda ürünü gönderildi. O’nun hedefi ise çiftçileri teknoloji yardımıyla pazar verilerine göre stratejik üretime yönlendirecek bir sistem kurmak. Big datayı kullanarak üretim yaptırmak, Bir karavandan ne olur? Binlerce kişiye aş olur, çiftçiye umut olur.
FACEBOOK YORUMLAR