Google'ın Kanada ile dijital telifte anlaşması diğer ülkeler için ne anlama geliyor? 'Türkiye için de bir gereklilik ve zaman kaybetmeden çıkarılmalı'
'ın 'Çevrim İçi Haberler Yasası' kapsamında, Kanada hükümetine her yıl yaklaşık 74 milyon dolar ödeme yapacağı açıklandı. Peki bu aşamaya nasıl...
Kanada’nın Kültürel Miras Bakanı Pascale St-Onge, şirketlerin haber içeriklerini platformlarında kullanmaları karşılığında Kanadalı medya yayıncılarına ücret ödemelerini öngören Çevrim İçi Haberler Yasası doğrultusunda, Google ile anlaşmaya vardıklarını duyurdu.
St-Onge hafta içi düzenlediği basın toplantısında, yapılan anlaşmayı "tarihi gelişme" olarak nitelendirdi. Anlaşma kapsamında Google, Kanada'nın haber kuruluşları ve şirketlerine yıllık yaklaşık 74 milyon dolarlık ödeme yapacak.
Peki bu aşamaya nasıl gelindi? Yaşanan gelişme diğer ülkeler için ne anlama geliyor?
Bunun gibi pek çok detayı İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Berk Çaycı hurriyet.com.tr'ye anlattı.
‘BU SÜREÇ HABERLERİN KALİTESİNİ ARTIRACAK’
Kanada’daki sürecin Haziran 2022’de sunulan “Çevrim İçi Haberler Yasası” adlı yasa tasarısıyla başladığına dikkat çeken Doç. Dr. Berk Çaycı, “Bu yasa, teknoloji şirketlerinin Kanada’daki dijital yayıncıların haberlerini kullanmaları karşılığında ödeme yapmasını öngörüyor. Kasım 2023'te varılan anlaşma uyarınca, Kanada’daki dijital yayıncılara Google tarafından her yıl 74 milyon dolar ödenecek. Kanada Başbakanı Justin Trudeau tarafından yapılan açıklamada, Google’ın yerel gazetecilik de dahil olmak üzere gazetecileri gerektiği şekilde desteklemeyi kabul ettiği ifade edildi. Bu süreç, haberlerin kalitesini artıracağı gibi, telif haklarının korunmasına da yardımcı olacak” dedi.
‘ARTIK İÇERİK ÜRETİCİLERİNİN HAKLARI KORUNACAK’
“Kanada’da dijital yayıncılara her yıl yapılacak bu ödemeler, internet üzerinden çeşitli medya platformlarından içerik üreten ve paylaşan yayıncıları desteklemek amacıyla ortaya çıktı ve dijital platformlarda yayın yapan içerik üreticilerinin haklarını korumayı amaçlıyor” ifadelerini kullanan Doç. Dr. Çaycı, konuyla ilgili şu detayların altını çizdi:
“İnternet, insanların her geçen gün daha fazla kaynak olarak kullandığı, katılımı kolay, herkesin dahil olabileceği bir sistem olması açısından fikri mülkiyet hakları kapsamında da değerlendirilmesi gereken bir ortam. Ücretli ve ücretsiz dijital emeğin yeni biçimlerinin karmaşık sonuçlarının tartışıldığı bir ortamda, emek piyasalarının internete kayması dijital yayıncıların haklarının işçi haklarından yoksun olduğunu gündeme getirdi. Kullanıcıların sosyal ağlardaki davranışlarının paraya çevrilebilir emek olarak etkinleştirilmesi; emeğin yaratıcı ifadenin paylaşılmasına dayanan, değer üreten bir faaliyet olarak anlaşıldığı anlamına geliyor.”
‘DEZENFORMASYON VE YANLIŞ BİLGİNİN DE ÖNÜNE GEÇECEK’
Yapılan anlaşmanın Kanada’daki dijital yayıncılar için önemli bir kazanım olmakla birlikte diğer ülkelerdeki dijital yayıncılar için bir örnek teşkil ettiğini vurgulayan Doç. Dr. Berk Çaycı, “Bu aşamaya gelinmesinde, dijital içerik üreticilerinin emeklerinin değerini bulmaları için toplumsal bir talep oluşması etkili oldu. Bu süreç hem Kanada hem de diğer ülkeler için önemli anlamlar taşıyor. Bu sayede dijital yayıncılar daha sürdürülebilir bir şekilde gelir elde etme olanağına sahip oldu. Aynı zamanda, dijital platformlarda paylaşılan içeriklerin değerini artırarak yaratıcılığı teşvik ediyor. Yasanın kabulü, internet ortamında yer alan haber kaynaklarının dezenformasyon ve yanlış bilgilendirmeye terk edilmesinin de önüne geçecektir” dedi.
Doç. Dr. Çaycı, şöyle devam etti:
-- Haberin geleceği açısından değerlendirdiğimizde, bu süreç haber endüstrisini besleyen reklamları ele geçiren teknoloji devleriyle yaşanan anlaşmazlıkları önleyecek. İnternet üzerinden erişilen ve paylaşılan haberler kamuya aittir ve yayıncılara bu içeriğin kullanımı için ödeme yapılmalı.
-- Haberler, ne kadar güncel ve ulaşılabilir olursa o kadar iyi. Aynı zamanda dijital iletişim çağında raf ömrü en kısa olan ürün internet haberleri. Haber üretim süreçlerindeki hız ve zaman baskısı sebebiyle ciddi bir emek harcanıyor. Bu emeğin yasayla güvence altına alınması son derece önemli.
-- Dezenformasyon çağında güvenilir haberlere erişimi kısıtlamak kabul edilebilir bir şey değil. Bu açıdan günümüz haber tüketicilerinin kaynak çeşitliliği ve erişilebilirlik açısından şanslı olduğunu düşünüyorum. Kanada’da yaşanan gelişme, diğer ülkeler açısından da umut verici.
-- Bu yasa, herkes için daha adil anlaşmalara teşvik etmesi ve dünyadaki diğer ülkelerin de benimseyebileceği mevzuat için taslak sunması açısından önemli. Diğer taraftan haber endüstrisi ile teknoloji güçleri arasındaki güç dengesizliğini de ortadan kaldırabilecek nitelikte.
‘HABER ENDÜSTRİSİNDEKİ ADALETSİZLİĞİ ORTADAN KALDIRACAKTIR’
Bu gelişme Türkiye'deki durumu da gündeme taşıdı. Ülkemizde acil olarak atılması gereken adımlar neler?
Bu sorumuza “Türkiye’nin de Kanada ve Avustralya’da kabul edilen yasaya benzer bir yasayı kabul etmesi haber endüstrisi açısından son derece önemli” cevabını veren Doç. Dr. Berk Çaycı, “Bu sayede ülkemizde dijital yayıncıları korumak ve adil bir ödeme sistemi kurmak için düzenleyici tedbirler alınması mümkün hale gelecek. Diğer taraftan ülkemizde de benzer bir yasanın kabul edilmesi, dijital platformlar ve içerik üreticiler arasındaki iletişimi artıracak ve sektörün ihtiyaçlarına duyarlı bir politika oluşturulmasına yardımcı olacak” dedi.
“Söz konusu yasal çerçeve, haber endüstrisinin denetlenmesi ve dezenformasyonla savaş açısından da tehditleri ortadan kaldırabilir” diyen Doç. Dr. Berk Çaycı, “Doğrudan haber içeriği üretmeyen, dijital yayıncılarının ürettiği haber içeriklerini kendi platformlarındaki kullanıcılara sunan platformlar, içerik üreticilerinin haklarını ihlal ediyor. Bu açıdan ülkemizde de zaman kaybetmeden yürürlüğe girmesini beklediğimiz benzer bir yasa, bu durumun haber endüstrisinde yarattığı adaletsizliği ortadan kaldıracak. Bu sebeplerden ötürü Türkiye için de dijital telif hakları yasası bir gereklilik ve zaman kaybetmeden çıkarılmalı” ifadelerini kullandı.
FACEBOOK YORUMLAR