Çevre Mühendisi Yeni "Tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz"
17 Mart 2021 - 13:55
Ege İş Kadınları Derneği (EGİKAD) 2021 yılı faaliyetlerinin ana temasını ‘küresel iklim krizi’ olarak belirlerken, bu kapsamda ilk toplantısını yaptı. EGİKAD Dijital Buluşmaları’nın konuğu olan Çevre Mühendisi Rahile Yeni ‘İklim Krizi ve Kadın’ sunumunu gerçekleştirdi. EGİKAD üyelerinin büyük ilgi gösterdiği toplantıda, bu krizden en çok kadın ve çocukların etkilendiğine dikkat çekilerek, kadınların karar mekanizmalarında daha çok yer alarak, el birliği ile bu sorunun çözümüne önemli bir katkı yapacakları vurgulandı.
EGİKAD’ın 2021 teması küresel iklim krizi
Toplantının açılışında konuşan EGİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Pınar Kılıç, dünyanın şu anda en büyük sorununun iklim krizi olduğuna işaret ederek, bu konuda herkesin bir eylem planı oluşturarak harekete geçmesi gerektiğini söyledi. İklim krizinin sadece buzulların erimesi ve birkaç ada büyüklüğünde buzulun ortadan kalkması değil, bütün insanlığı etkileyen bir süreç olduğunu belirten Kılıç, “Başımıza gelecek doğal felaketler, ekonomi, çevre, sağlık, kültürel ve sosyal hayatımıza etki edecek. Bu felaketler toplumun çeşitli kesimlerinde farklı etkiler yaratıyor. Eşitlik, yoksulluk, insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği sorununa neden olan iklim krizini bütün dünya el ele vererek çözebilir. Biz de dernek olarak bu yılın temasını ‘iklim krizi’ olarak belirledik. Bu kapsamda birçok etkinlik ve farkındalık projelerini hayata geçireceğiz” diye konuştu.
“Yanlış tüketim alışkanlıkları krizi büyütüyor”
Bilinçsiz tüketim, betonlaşma başta olmak üzere insanın doğaya hükmetme isteğinin küresel iklim krizine neden olduğunu belirten Çevre Mühendisi Rahile Yeni, bunun önüne geçilmesi içinde de başta gelişmiş ülkeler olmak üzere bütün dünyanın bu konuda adım atması gerektiğini söyledi. Türkiye’de 1990 yılından bugüne sera gazı salınımının yüzde 140 oranında arttığını, 2017 yılında sera gazı emisyon miktarının 526 milyon tonu geçtiğine dikkat çeken Yeni, “Bugün gelinen noktada yanlış tüketim alışkanlıklarımız iklim krizini körüklüyor. Çarpık kentleşme, çevre sorunlarına duyarsızlık sera gazı etkisini artırıyor. Betonlaşma sıcaklığı artırıyor. Kar yağmayınca yer altı suları kuruyor. Yağmurlar ani ve sel şeklinde oluyor. Tedbir almadığımız takdirde ne yazık ki doğa bize yaptıklarımızın hesabını soracak” dedi.
“Sürdürülebilir yönetim modeli uygulanmalı”
Küresel iklim krizinin önüne geçilmesi için dünyadaki tüketim alışkanlıklarının değişmesi gerektiğini ve insanların eylem planları oluşturarak harekete geçmekten başka şansın olduğunu ifade eden Yeni, küresel iklim krizinin göçleri gündeme getireceğini ve bundan da en fazla kadın ve çocukların etkileneceğini kaydetti. Evimizden başlayarak tedbirleri almak gerektiğini vurgulayan Yeni şöyle konuştu: “
Alışkanlıklarımızı gözden geçirmeliyiz. Yeni kuşaklar bu konuda daha duyarlı. Onlarla birlikte harekete geçmeliyiz. Kadınların karar verici noktalarda olması ile bu soruna duyarlılık daha da artacaktır. Kadınların etkin olduğu, toplumsal cinsiyet eşitliğinin iyi bir noktada olduğu başta İskandinav ülkelerinde bu konuda duyarlılığın daha ön planda olduğunu görüyoruz. Sürdürülebilir yönetim modelini hayata geçirmeliyiz. Ürün üretirken yada hizmet verirken ekonomi, toplum ve çevre boyutunu da mutlaka dikkate almalıyız. Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uymalı, sürdürülebilir kalkınma amaçlarını dikkate almalıyız. Her konuda geri dönüşümü esas almalıyız. Başka bir dünyamız yok” diye konuştu.
EGİKAD’ın 2021 teması küresel iklim krizi
Toplantının açılışında konuşan EGİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Pınar Kılıç, dünyanın şu anda en büyük sorununun iklim krizi olduğuna işaret ederek, bu konuda herkesin bir eylem planı oluşturarak harekete geçmesi gerektiğini söyledi. İklim krizinin sadece buzulların erimesi ve birkaç ada büyüklüğünde buzulun ortadan kalkması değil, bütün insanlığı etkileyen bir süreç olduğunu belirten Kılıç, “Başımıza gelecek doğal felaketler, ekonomi, çevre, sağlık, kültürel ve sosyal hayatımıza etki edecek. Bu felaketler toplumun çeşitli kesimlerinde farklı etkiler yaratıyor. Eşitlik, yoksulluk, insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği sorununa neden olan iklim krizini bütün dünya el ele vererek çözebilir. Biz de dernek olarak bu yılın temasını ‘iklim krizi’ olarak belirledik. Bu kapsamda birçok etkinlik ve farkındalık projelerini hayata geçireceğiz” diye konuştu.
“Yanlış tüketim alışkanlıkları krizi büyütüyor”
Bilinçsiz tüketim, betonlaşma başta olmak üzere insanın doğaya hükmetme isteğinin küresel iklim krizine neden olduğunu belirten Çevre Mühendisi Rahile Yeni, bunun önüne geçilmesi içinde de başta gelişmiş ülkeler olmak üzere bütün dünyanın bu konuda adım atması gerektiğini söyledi. Türkiye’de 1990 yılından bugüne sera gazı salınımının yüzde 140 oranında arttığını, 2017 yılında sera gazı emisyon miktarının 526 milyon tonu geçtiğine dikkat çeken Yeni, “Bugün gelinen noktada yanlış tüketim alışkanlıklarımız iklim krizini körüklüyor. Çarpık kentleşme, çevre sorunlarına duyarsızlık sera gazı etkisini artırıyor. Betonlaşma sıcaklığı artırıyor. Kar yağmayınca yer altı suları kuruyor. Yağmurlar ani ve sel şeklinde oluyor. Tedbir almadığımız takdirde ne yazık ki doğa bize yaptıklarımızın hesabını soracak” dedi.
“Sürdürülebilir yönetim modeli uygulanmalı”
Küresel iklim krizinin önüne geçilmesi için dünyadaki tüketim alışkanlıklarının değişmesi gerektiğini ve insanların eylem planları oluşturarak harekete geçmekten başka şansın olduğunu ifade eden Yeni, küresel iklim krizinin göçleri gündeme getireceğini ve bundan da en fazla kadın ve çocukların etkileneceğini kaydetti. Evimizden başlayarak tedbirleri almak gerektiğini vurgulayan Yeni şöyle konuştu: “
Alışkanlıklarımızı gözden geçirmeliyiz. Yeni kuşaklar bu konuda daha duyarlı. Onlarla birlikte harekete geçmeliyiz. Kadınların karar verici noktalarda olması ile bu soruna duyarlılık daha da artacaktır. Kadınların etkin olduğu, toplumsal cinsiyet eşitliğinin iyi bir noktada olduğu başta İskandinav ülkelerinde bu konuda duyarlılığın daha ön planda olduğunu görüyoruz. Sürdürülebilir yönetim modelini hayata geçirmeliyiz. Ürün üretirken yada hizmet verirken ekonomi, toplum ve çevre boyutunu da mutlaka dikkate almalıyız. Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uymalı, sürdürülebilir kalkınma amaçlarını dikkate almalıyız. Her konuda geri dönüşümü esas almalıyız. Başka bir dünyamız yok” diye konuştu.
FACEBOOK YORUMLAR