Yıllarca konuşulacak olaylara sahne olan Trabzonspor - Fenerbahçe maçının ardından dikkat çeken ifadeler: 'Durdurun futbolu, inecek var!' | 'En son yapılacak...

Trendyol Süper Lig'in 30. haftasında Trabzonspor ile Fenerbahçe karşı karşıya geldi. Papara Park'ta oynanan müsabaka, sarı - lacivertlilerin 3-2'lik...

Trabzonspor ile Fenerbahçe, Trendyol Süper Lig'in 30. haftasında uzun yıllar unutulmayacak anlara sahne olan bir maçta kozlarını paylaştı. Papara Park'ta oynanan müsabaka, sarı - lacivertlilerin 3-2'lik galibiyetiyle sonuçlandı.

Fenerbahçeli futbolcular; karşılaşmanın ardından 3 puanı orta sahada kutlarken, Trabzonsporlu taraftarlar sahaya indi ve ortalık bir anda karıştı.

Yazarlarımız Uğur Meleke ve Fırat Aydınus, Trabzon'da yaşanan dehşet verici anları köşelerinde değerlendirdi.

Uğur Meleke: Durdurun futbolu, inecek var!

Süper Lig’de sezonun en enteresan haftası oynandı aslında. Bir değil, iki değil, tam üç kalecinin imza attığı bir hafta. Gökhan Akkan ve Bahadır asist yaptılar. Mert uzatma dakikalarında hücuma çıkıp, kafa vurup penaltı kazandırdı. O penaltı, lig tarihinde belki de ilk kez yaşanan bir tuhaflığa dönüştü.

FANTASTiK BiR HAFTAYDI

Fantastik hafta, dün saat 16’da üç geri dönüşe sahne olan Kasımpaşa-Galatasaray’la sürdü. Birkaç gün önce hepimiz 4-3’lük Bournemouth-Luton maçını konuşmuştuk. Dün de Süper Lig’in klasikleri arasına girecek bir maç oynandı Kasımpaşa’da. Bu sütunun sıkı takipçileri bilirler. Mayıs sonunda zafere Galatasaray ulaşırsa “Süper Lig Davinson sezonu”, Fenerbahçe ulaşırsa “Süper Lig Fred sezonu” tabirini kullanacağımdan bahsettim sık sık... Dün Davinson’suz Galatasaray’ın atak sürekliliği aksadı, takım boyu uzadı ve çok zorlandılar Kasımpaşa’da. Fenerbahçe’deyse Fred sahadaydı. Brezilyalı oyuncu hemen her zaman yaptığı gibi takımının tutkalıydı, herkesi birbirine yapıştırdı ve 2-0’lık avantaja taşıdı Fenerbahçe’yi derbinin ilk yarısında.

Türkiye’de futbol adeta sırayla oynanıyor! Dün Trabzon’da ilk 45’te Fenerbahçe oynadı, Trabzon seyretti. İlk yarının sonunda Trabzon’un tek bir şutu vardı (isabetsizdi) ve gol beklentisi sadece 0,02 idi. Ardından 46 ile 80 arası Trabzon oynadı, Fenerbahçe seyretti. 46 ile 80 arası Trabzon yüzde 74 topla oynayıp, şutlarda 6-0 üstünlük kurmuştu o 35 dakikada. Skor 2-2’ye gelince oynama sırası Fenerbahçe’ye geçti ve sonradan giren Serdar-Batshuayi ikilisinin çabasıyla zaferle çıktı Fenerbahçe deplasmandan.

YiNE ŞiDDET HORTLADI

Ancak bu epik haftada biz oynanan futbolu konuşmak isterken yine hortlayan bir şiddet var dün gece. Bu ülkede son birkaç yılda saha içinde Halil Umut Meler dövüldü, Bayarslan’a arkadan yumruk atıldı, Fernandes’e tekme, Burak’a çakı atıldı, arkadaşını koruyan Josef cezalandırıldı. Bu ülkede spor adamının, sporcunun can güvenliği var mı, söyleyebilir misiniz bana? Durdurun futbolu artık, inecek var.

Fırat Aydınus: İş bilmezlik, acemi yöneticilik!

Sahaya atılan yabancı maddeler nedeniyle dura dura oynanan bir ilk yarı vardı. Ancak Halil Umut Meler tarafından hiçbir yaptırım uygulanmadı. Ne takım kaptanlarını ne de temsilcileri devreye soktu. İlk yarı itibari ile zaten kendini belli eden ve sanki maça nokta koymak isteyen bir taraftar bölümü vardı ki, 55. dakikadan sonra da maç adeta maçlıktan çıktı. Rakip ya da kendi futbolcusu fark etmeksizin yabancı madde attılar. Bu süreçte Meler’in yaptırımları, daha doğrusu hiçbir yaptırım uygulayamaması hem oyunun hem de oyuncuların ahengini bozdu.

TÜM FUTBOLCULAR TEDiRGiNDi

Bütün futbolcular her an kafalarına bir şey gelecek tedirginliği ile oynadılar. Trabzonspor’un ilk golünden sonra sahaya atılan yabancı maddelerin ardından Meler, kenara gelip nihayet temsilcilerle bir şeyler konuştu. Gerçekten yazık. Allah’tan, özellikle Trabzonsporlular olmak üzere her iki takımdan çoğu futbolcu itidalli davrandı. Aslında izahı olmayan yaşananlar, futbolu anlamsız bıraktı.

HAKEM ANALiZiNE GEREK YOK

Sahaya atılan maddeler, futbolun oynanmasının engellenmesi, bunların karşısına hakemin uyguladığı veya uygulamadığı yaptırımlar... Yok golden önce faul olup-olmaması, penaltıdan önce faul olup-olmaması, penaltıda kartın rengi kırmızı mı olmalıydı olmamalıydı, verilen-verilmeyen fauller ya da kartlar... Meşale sahadayken görüp oynatması-oynatmaması ve akabinde gol gelmesi, son dakikalarda köşe bayrağının orada bütün takımın birbirine girip boğazlar sıkılıp sadece 2 sarı kartla geçiştirilmesi vesaire, vesaire. Bu maçın yorumunu ve hakemin kararlarının analizi yapmaya gerek yok aslında.

BU MAÇA ATAMAK iŞ BiLMEZLiK

Şu maçta Halil Umut Meler’i verdiği ve vermediği kararlarla eleştirmek, hakemin kararlarını analiz etmek bence en son yapılacak şey. Ancak bir hakemin geleceğini düşünmeden maçlara atayan yöneticiler sonunda Halil Umut Meler’i ne hale getirdiğini aynaya bakıp bir düşünsünler. Büyük bir travmadan çıkıp daha mental anlamda kendini toparlamadan derbiyi yönettirip akabinde belki de ligin en hararetli geçecek maça atanması tamamen işi bilmezlik ve acemi yöneticilikten başka bir şey değil.

MELER BiR SÜRE KULLANILAMAYACAK

Halil Umut Meler gibi bir hakemi öyle bir hale getirdiniz ki sizden sonra gelecek yöneticiler maalesef belli bir süre Halil Umut Meler’i bu denli önemi maçlarda ve derbilerde kullanamayacak. Yapay zeka, MHK, TFF el birliğiyle ülkenin en iyi hakemlerinden biri ve ilk sıradaki Halil Umut Meler’i yıpratmaya doyamadınız.