Uzmanlar Çin nüfusundaki düşüşü nasıl yorumluyor?

Çin nüfusu üst üste ikinci yılda da azaldı. Ulusal İstatistik Bürosu'nun verilerine göre ülke nüfusundaki azalma bir önceki yılın iki katı olarak kaydedildi....

Dünyanın ikinci en kalabalık ülkesinin nüfusu 62 yıl sonra ilk kez 2022’de azalmıştı.

Çarşamba günü yayımlanan veriler, 2023 yılı sonu itibarıyla nüfusun 1 milyar 409 milyon olduğunu gösterdi. Bu, 2022 nüfusuna göre 2,08 milyon düşüş anlamına geliyor.

Uzmanlar bu azalmanın dünyanın ikinci büyük ekonomisinin büyüme hedeflerini etkileyebileceğine işaret ediyor.

Aynı şekilde ülkede kentli nüfusun artması ve doğum oranının da rekor azalma göstermesi göz önüne alındığında bu düşüşün beklendiği ifade ediliyor.

"BU BİR SÜRPRİZ DEĞİL"

Çin’in kendinden önceki örnekler gibi hızlı bir sanayisizleşme trendinde olduğu kaydediliyor.

Hong Kong Üniversitesi’nden nüfus politikası uzmanı Profesör Stuart Gietl-Basten, "Bu bir sürpriz değil. Dünyadaki en düşük doğurganlık oranlarından birine sahipler. Bunun sonucunda da nüfus azalmaya başlıyor" diyor.

Profesör Gietl-Basten, Çin’in nüfus azalması dönemine girdiğini, 2023’ün bu düşüş çağında "sadece" yeni bir yıl olduğunu söylüyor.

Pekin yönetimi, doğum oranının 1000 kişi başına 6,39'a düştüğünü açıkladı. Bu Japonya ve Güney Kore gibi diğer gelişmiş Doğu Asya ülkeleriyle benzer bir seviye anlamına geliyor.

Çin, 1980'lerde o dönemdeki aşırı nüfus artışını kontrol altına almak için tek çocuk politikasını nüfusuna dayatmıştı. O dönemden bu yana doğum oranlarında düşüş kaydediliyordu.

Hükümet, nüfus azalışını durdurmak için 2015 yılında bu politikaya son verdi.

Gençleri aile kurmaya yöneltebilmek için de bazı maddi teşvikler tanıtıldı. 2021'de çiftlerin en fazla üç çocuk sahibi olmasına izin veren sınırlama da gevşetildi.

Buna karşın, üç yıl süren sert sınırlamalarla dolu pandemi sürecinin ardından gelen hayat pahalılığı ve kariyer hedefi gibi etmenler nedeniyle kentli gençler, bekar bir yaşam sürmeyi tercih ediyor. Ya da evli olunsa dahi çocuk istenmeyebiliyor.

Pekin'de yaşayan 31 yaşındaki Wang Chengyi, "Kocam ve ben çocuk sahibi olmak istiyoruz ancak şimdilik bunu karşılayamıyoruz" diyerek hayat pahalılığının yaşamlarındaki etkisine işaret ediyor.

BBC'ye konuşan Chengyi, özellikle okul masrafları da hesaba katıldığında, çocuk sahibi olmak için üç yıl daha para biriktirmeleri gerektiğini söylüyor:

“Hala gençken hamile kalmak istiyorum çünkü sağlığım şu an için iyi. Ancak yeterli maddi gücüm yok. Bu yüzden çocuk sahibi olmayı ertelemek zorundayım. Bu utanç verici bir durum ve bazen bunun yüzünden paniğe kapılıyorum."

Uzmanlar salgın sürecini doğum azalmasını hızlandıran etkenler arasında saysa da mevcut ekonomik sorunların daha büyük bir faktör olduğunu belirtiyorlar.

GENÇLER FABRİKADA ÇALIŞMAK İSTEMİYOR

Ülkedeki sosyal medya kullanıcıları, bu nüfus verilerini Weibo uygulaması üzerinden tartışmaya başladı.

Uygulamadaki en çok beğenilen yorumlardan biri, "İnsanların daha fazla güven içinde hissetmesini sağlarsanız, elbette çocuk isteyen daha fazla insan olacaktır" oldu.

Çin'in ekonomik sorunları, konut krizi ile mücadele, tüketici harcamalarındaki azalma ve rekor düzeye çıkan genç işsizlik verileri ile 2023’te iyice görünür oldu.

Büyüme verileri de benzer bir trende işaret ediyor.

Çarşamba günü açıklanan verilere göre, ülke yüzde 5.2 ile son 30 yıldaki, salgın dönemi hariç, en düşük büyüme oranlarını kaydetti. 2023 yılı için GSYİH 17.5 trilyon dolar olarak gerçekleşti.

Ekonomisinin temel itici gücünü uzun süredir, artık yaşlanan işgücüne yaslaması nedeniyle, son nüfus verileri, Çin ekonomisiyle ilgili bazı korkuları güçlendiriyor.

Ülkede emekli nüfusu arttıkça, sağlık ve emeklilik sistemleri üzerinde artan baskıyla karşı karşıya kalıyor.

2035 yılına kadar emekli sayısının yüzde 60 artarak 400 milyona çıkması bekleniyor.

Buna karşın uzmanlar, ülkenin işgücündeki dönüşümü hayata geçirebilmek için zaman ve kaynaklara sahip olduğunu söylüyor.

Profesör Gietel-Basten, "Çin, sanayisizleşen ve hizmet sektörü dönüşümü geçiren diğer ülkelerden farklı değil. Nüfusu daha eğitimli, vasıflı ve sağlıklı hale geliyor. Bu nüfus artık fabrika veya inşaatta çalışmak yerine başka işler yapmak istiyorlar" diyor.

Gietel-Basten, Pekin’in bu dönüşümün farkında olduğunu ve son on yıldır bunu planladığını da söylüyor.

Bir zamanlar dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin, geçen yıl Hindistan tarafından geçildi. Hindistan'ın nüfusu 1 milyar 425 milyon.