Saç tasarımcısı Samet Zili'den saçın tarihi

Saç tasarımcısı Samet Zili, tarihte pek çok toplumun saçı 'gücün merkezi' olarak değerlendirdiğini söyleyerek, 'Antik Çağ'da saçlar için kullanılan aksesuarlar toplumsal statüyü belirlerken, saçlara uygulanan şekiller ise kadınların durumuna ilişkin bilgiler vermiştir.' dedi.

Saçın tarihi hakkında bilgiler veren saç tasarımcısı Samet Zili, tarihte pek çok toplumun saçı “gücün merkezi” olarak değerlendirdiğini, günümüzde ise saçın halen gücün, gençliğin, canlılığın sembolü olarak önemini koruduğunu söyledi. 

“Kıvırcık saçlar değişimin, özgürlüğün simgesi olmuştur”

Zili, Antik Çağ’da saçlara uygulanan şekillerin kadınların durumuna ilişkin ipuçları verdiğini belirterek şu bilgileri paylaştı: 

“Antik Yunan’da kadınlar yas tutmuyorlarsa ve köle değillerse saçlarını kestirmemişler ve saçlarını uzun lüleler ya da topuz yapmışlardır. Bu dönemde kıvırcık saçlar yalnızca günün modası değil aynı zamanda değişimin, özgürlüğün ve yaşama mutluluğunun bir simgesi olmuştur. Dar bir alnın güzelliğin ifadesi olduğunu düşünen Yunanlılar, saçlarını alınlarını daraltacak şekilde kullanmışlardır.
Antik Roma’da saçlar abartılı, çok sık bukleli ve örgülerle tasarlanmıştır. Saçlar bu dönemde pancar ve erik özü ile boyanmıştır. İlk saç rengi açma işlemi de Romalılar tarafından uygulanmıştır.

M.Ö.6-7.yüzyılda saçlar inciler ve kurdeleler ile süslenmiş; üst sınıf kadınlar saçlarını altın, gümüş ve bronzdan yapılan hilal şeklindeki taçlarla süslemişlerdir.”“Uzun saçlar daha sağlıklı kabul ediliyordu”

Orta Çağ’da saç trendinin kenarları dışa kıvrık ve her zaman bakımlı olması üzerine şekillendiğini kaydeden Zili, “Örgüler ise saça bir imza bırakmak gibi algılanmıştır. Üç iplik örgü, dört yollu örgü, büküm, çapraz ve dokuma tarzı Orta Çağ’a damgasını vurmuş modeller olmuştur. Örgü dışında uzun ve kısa saçlar dışa doğru kıvrımlara bürünmüştür.” şeklinde konuştu.
 
Zili, Rönesans döneminde ise etkinin saç ve aksesuarları ile verildiğini ifade ederek, “Bu dönemde saçlar bazı kadınlar tarafından kurdelelerle süslenmiştir. Peruklar da bu dönemde kullanılmıştır. Uzun saçlar daha sağlıklı kabul edilmiş; resim sanatında Venüslerin, Madonnaların saçları dolgun ve uzun çizilmiştir.” dedi. 

Tarihte saç modalarının nasıl oluştuğuna değinen Zili şunları söyledi:

“Fransa’da XIII.Louis döneminde bir av partisinde attan düşen Matmazel Fontage, dağılmış saçlarını bir çorap lastiği ile toplamış ve bundan sonra kadınlar arasında “fontage stili” denilen saç modası doğmuştur.
 
Fransız kralı IV.Henry ve Marie de Medici’nin kızı olan Henrietta Maria ise, saç stillerinin yumuşaması konusunda öncü olmuş; saçların şakaklardan ve alnından buklelerin düşmesine izin vermiştir.”

“Cumhuriyet döneminde kadınların tercihi kısa saç olmuştur”

Saç tasarımcısı Samet Zili, 18. yüzyılda pastel renklerle pudralamalar yapıldığını belirterek, Marie Antoinette gibi genç kadınlar kabarttıkları saçlarını gri tonlarda pudraladığını ve en popüler rengin gri olduğunu ifade etti. 

Türkiye’de de Cumhuriyet döneminde kadınlar kısa saç tercih ettiğini söyleyen Samet Zili, “Bob tarzı saç kesimi ve erkeksi görünüş 1920’lerin başında dünya çapında kabul görmeye başlayan bir moda akımı olmuştur. Bu yeni kısa saç modeli Paris’te “a la chinoise”, Osmanlı İmparatorluğu’nda ise şehirde yaşayan Rus mülteci kadınlarından esinlenerek “a la russe” adını almıştır.” ifadelerini kullandı.