Dervişoğlu'ndan Suriye değerlendirmesi

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Suriye'de yaşanan gelişmelere ilişkin, "Türkiye'nin de üstüne düşeni yapması gerekir. Irak PKK'sıyla Suriye PKK'sının kendi sınırında buluşmasının önünü kesecek tedbirleri alması icap eder. Tabka'dan başlayarak Rakka, Haseke hatta Irak sınırı içinde Sincar'a kadar ulaşan ve Kamışlı'yla da buluşan bir güvenlik hattı oluşturma mecburiyeti var" dedi

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, konuk olduğu Sözcü televizyonunda Uğur Dündar'ın sorularını yanıtladı. Dervişoğlu, Suriye'deki Baas rejiminin devrilmesinin ardından yaşanan gelişmelerin sorulması üzerine, Suriye'de olup bitenlere toptancı bir tarih şuuruyla yaklaşmak, sorunların çözülmesi için de ortak bir devlet aklı üretmek gerektiğini belirtti.

Dervişoğlu, Irak'ta 2003'te olup bitenlerin bugün Suriye'de de planlandığını, Suriye toprakları üzerindeki farklılıklardan istifadeyle orada yeni bir yapılanmaya gidileceğini söyledi.

ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ın, Suriye'de Baas rejiminin devrilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye'yle ilgili açıklamaları anımsatılan Dervişoğlu, "ABD stratejik bir hamle yapıyor ve faturayı keseceği yeri belirlemiş. Türkiye'nin tüm bu olup bitenleri tarihi boyutuyla okuyamayacağı düşüncesinden hareketle de aslında bölge coğrafyasında güç ve imkan kaybeden başka büyük devletlerin önüne de Türkiye'yi atıyor bu ifadesiyle. Bu ifadelere bakarak, bu coğrafyada yaşanması muhtemel faturalardan Türkiye'ye pay çıkacağı kanaatindeyim." dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in, "HTŞ, terör örgütü olarak tanımlanıyordu. Bugün ise Suriye halkının büyük çoğunluğu tarafından saygı duyuluyor. HTŞ lideriyle görüşme halkın iradesine saygıdır. MİT, doğası gereği herkesle görüşür. Bugün Suriye halkının meşru kabul ettiği güçler bizim için de meşrudur." sözlerinin hatırlatılması üzerine Dervişoğlu, şöyle konuştu:

"Örgütün artık Türkiye tarafında Suriye halkından gördüğü destek çerçevesinde terör örgütü olmaktan çıktığına dair bir açıklama olarak da değerlendirilebilir. Bunlar son derece yanlış şeylerdir. Türkiye elbette riskli bir coğrafyada kendi varlığını sürdürebilmek adına stratejik hamleler yapar ama tüm bunların ihtiyatla yapılması lazım. Ayrıca burada Rusya faktörünü dikkate almakta yarar olduğu kanaatini taşıyorum. O coğrafyada patronlardan biri Rusya, bir diğeri İran'dı. ABD'nin, müttefikleriyle yaptığı müdahaleler söz konusuydu. İsrail'in ayrıca coğrafya üzerindeki emelleri de herkesin malumu. Türkiye son derece ihtiyatsızca hareket ediyor."

"TÜRKİYE'NİN ŞİMDİDEN TEDBİR ALMASI GEREKİYOR"
Dervişoğlu, Suriye'de yaşanan olayların Türkiye'ye yüklediği farklı külfetler olduğunu, tüm bunlardan kurtulabilecek doğru adımların atılması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Biz Irak'ta yaşadığımızı, bugün Suriye'de yaşadığımızı söylüyoruz. 'Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz.' türünden bir temenni sorunu çözmüyor. Irak'ın da toprak bütünlüğünü savunuyorduk ama Irak bölündü. Şimdi Suriye de bölünme aşamasında. İsrail, hedeflerini güçlendirmek adına üzerine düşeni yapmaya çalışıyor. Golan Tepeleri'ni ele geçirdi. Türkiye'nin de üstüne düşeni yapması gerekir. Irak PKK'sıyla Suriye PKK'sının kendi sınırında buluşmasının önünü kesecek tedbirleri alması icap eder. Sınır güvenliğini koruyabilmek adına şimdiden Türkiye'nin tedbir alması gerekiyor. Tabka'dan başlayarak Rakka, Haseke hatta Irak sınırı içinde Sincar'a kadar ulaşan ve Kamışlı'yla da buluşan bir güvenlik hattı oluşturma mecburiyeti var. Bir de Süleyman Şah Türbesi'nin ikinci kez yeri değişti. Aynularab'a yakın bir bölgeye taşındı. Türkiye'nin derhal müdahalede bulunarak türbeyi ilk yerine yani Caber Kalesi'ne taşıması ve güvenlik hattının sınırını da ona göre belirlemesi lazım."

Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılara yönelik de Dervişoğlu, "Türkiye, derhal geçici sığınmacı statüsünü ortadan kaldırmalı. Avrupa'yla bedeli mukabilinde yaptığı geri kabul anlaşmasını iptal etmeli. Suriyelilere verilen vatandaşlıkları da ortadan kaldırmalı." dedi.

BELEDİYELERİN SGK PRİM BORÇLARI
SGK'nin belediyelerden alacaklarının tahsiline ilişkin soruya da Dervişoğlu, "Bir kamu kuruluşunun vatandaşa hizmet etmesini engelleyebilecek adımların atılabilmesi için insanın merhametini yitirmiş olması lazım. Kendisine muhalif belediyelerin hesaplarına bloke koyuyor, iştiraklerine de aynı muameleyi yapıyor. Bu vatandaşa gidecek hizmete haciz koymak anlamına gelir. SGK prim borçları bir önceki dönemden devralınmış borçlar ve bunların yapılandırılabilmesi imkanı da mevcut." yanıtını verdi.

Asgari ücret ve emekli maaşlarına yapılması planlanan zamlarla ilgili önerileri sorulan Dervişoğlu, Emekli Kurultayı düzenleyerek emeklilerin sorunlarını ele aldıklarını, kurultay öncesinde de TİSK ve Türk-İş'i ziyaret ettiklerini anlattı.

Dervişoğlu, beklentileri belirlerken tüm parametreleri dikkate alarak bir değerlendirmede bulunduklarını, işverenin pozisyonunu da dengeleyecek bir asgari ücretin belirlenmesi gerektiğini kaydederek, asgari ücretin net 28 bin liranın altında olmaması, en düşük emekli maaşının da asgari ücretten az olmamak kaydıyla düzenlenmesi önerilerini yineledi.