CHP'de adaylık süreci ve kaybetme üzerine notlar
Dün (29.0i.) yapılan resmî açıklama ile Menderes’in belediye başkan adayı yapılmadık. Bu vesile ile üniversiteden istifa ederek ilk defa girdiğim siyasal bir yarışta ekibimizle birlikte, güvenlik görevlisi ve muhtar olan bir partili arkadaşımıza karşı son anda yenildik. Ben bir öğretim üyesi ve kendi memleketim Menderes’in Sancaklı Köyü’nde farklı alanlarda tarımsal çalışmalar yapan bir çiftçi olarak bu partili kardeşimize yenilince, ekip de yenilmiş oldu. Dünyanın pek çok yerinde farklı dillerde akademik çalışmalar yapmış ve şirketler kurarak var olma becerisi göstermiş ve memleketine gelmiş bir akademisyen, girişimci ve çiftçi olarak, nitelik ve birikim açısından bizimle karşılaştırılamayacak olan bu arkadaşımıza karşı; ben yenilince yine ekibimiz de, Menderes de, geleceğimiz de yenilmiş sayıldı… Istifa etiğimi Aralıktan itibaren yukarıda bahsettiğim dev bir ekiple çok yoğun çalıştık. Ankara’da ve yerelde tüm medya, sivil toplum, dernek ve halkın içinde gerçekçi projelerimizi tanıttık. Türkiye’nin en önemli bilim insanları, siyasetçiler ve toplum önderleri ile beraber yol yürüdük; hocaların hocası Sayın Prof. Dr. Ruşen Keleş, Türk Siyasal tarihinin en önemli isimlerinden SHP Genel Başkanı, Bakanlık ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış Sayın Murat Karayalçın, Ankara’nın bugünkü sağlıklı kent siluetinde, büyük sosyal kent projelerine, literatürde attığı imzalar ile çok önemli bir isim olan Taner Topçu Hoca, adaylığım lehine çekilen sokak ekonomisi üzerine çalışan ve pek çok alanda akademik çalışmaları olan Dr. Osman Sirkeci, Psikolog ve felsefe Prof. Dr. Kamuran Elbeyoğlu, lehimize çekilen biyolog Ibrahim Kara, ömrünü CHP’ye adayan gençlik kolları kurucusu ve parti büyüğümüz Ali Darcan, Izmir’de bulunan pek çok sivil toplum dernek ve konfederasyon başkanları, CHP MYK’da bulunan ve bizi yaptığımız çalışmalardan dolayı kalben destekleyeceğini söyleyen hocalarımız, Izmir’e gelen mülakat ekibinin başkanı Ecevit Keleş ve pek çok değerli büyüklerimiz, hep beraber bu arkadaşımıza karşı PM’nin takdiri ile kaybetmiş bulunuyoruz.
Bilindiği üzere A. Adayları ile Izmir’de bir mülakat yapıldı ve sonucu Izmir sorumlusu Ecevit Keleş dosya halinde CHP MYK’ya sundu. Bu komisyon raporları sonucunda birinci olarak çıktığımız görüldü. Bir hoca olarak diğer adayların karşısında aksi mümkün olmazdı zaten. MYK, PM üyeleri ve Ecevit Bey ile Ankara’da tüm ekibimizle uzun uzun konuştuk, tanıştık. Ecevit Bey bizi övdü, liyakat ve kabiliyetlerimize dikkat çekerek, hakkımızda çok iyi bir kanaatin oluştuğunu ve bunu dosyaya yansıttığını belirtti. Son aşamada belirlenen adayın bu dosyada yer almadığını biliyoruz. Sonuçta, CHP'nin liyakate dayalı 'yeni' siyaset anlayışı ve Genel Başkanımız Özgür Özel'in Izmir üzerine i5 gün düşünüp karara vardığı bu büyük strateji, MYK, PM ve bazı Izmir vekilleri tarafından benim ve ekibimin yerine aday olarak seçilen partilimizin hangi 'farklı' ve 'önemli' kriterlere göre belirlendiğini düşünmek gerçekten ilginç. Biz, hayatımız boyunca durmadan çalışan ve üreten insanlar olarak Menderes'e neler katabilirdik, nasıl bir değişim yaratabilirdik? Ama hayır, partimiz, büyük hayalleri ve vizyonu olan bizleri bir kenara bırakıp, liyakat ve nitelik konusunda soru işaretleri olan bir muhtarı tercih etti. Bu metni okuyanlar, acaba bizlerin Menderes'e neler katacağını hayal edebiliyorlar mı? Hayal gücü dilin sınırları kadar geniş olabilir ama bazen gerçekler hayal gücünü aşar. Partimiz, büyük hayalleri olan bizler yerine, nitelikler konusunda soru işaretleri taşıyan bir adayı tercih etti. Bu durum, Menderes için ne anlama geliyor? Her zaman olduğu gibi, aynı kararlarla aynı sonuçları almak, beklenmedik bir durum değil, ne yazık ki. Bu durum, 'bir kediden aslan doğar mı?' sorusunu akıllara getiriyor. Tıpkı bu imkansızlık gibi, partimizin bu kararı da akıl, bilgi, liyakat, ahlak ve Menderes'in geleceği gibi önemli unsurlara ne kadar ters. Kazanan yine aynı eski güçler, kaybeden ise yine Menderes. Ne de olsa, aynı hamlelerle farklı sonuçlar beklemek ne kadar gerçekçi? Bana gelince akademi ve kitaplarıma geri döneceğim, tarlada yeşillikler, üniversitede öğrenciler yetiştireceğim, hep üretmeye, araştırmaya ve memleketime hizmet etmeye devam edeceğim. Bu iki aylık süreçte sahadan çok şey öğrendim, bunlar üzerine kuramsal bağlamda siyaset sosyolojisi açısından kafa yoracağım. Kamuoyuna duyurulur, saygılarımla.
Doç. Dr. Turgut Gümüşoğlu