Alpay Kılıçkaya Yazdı
Esnafın Sesi: Mülkiyet Yasası Endişeleri ve Hakların Korunması
Son günlerde esnaf camiasını derinden sarsan bir gündem var: mülkiyet yasası düzenlemeleri. Yıllardır alın teriyle direksiyon sallayan, işletmelerini ayakta tutan esnaf, bugün haklarının ellerinden alınacağı korkusuyla karşı karşıya. Düzenlemeler konusunda belirsizlikler devam ederken, esnafın haklarının korunması en temel öncelik olmalıdır.
Esnafın Hakları Neden Korunmalı?
Esnaf, ülke ekonomisinin omurgasını oluşturan, en zor şartlarda dahi istihdam yaratmaya devam eden toplumsal bir güçtür. Onların sorunlarına kayıtsız kalmak sadece bireylerin değil, toplumun genel refahının zarar görmesine yol açar. Ancak mevcut durumda, mülkiyet hakkıyla ilgili tasarlanan düzenlemeler, esnafın sahip olduğu plakalar üzerinde tehdit oluşturuyor. Bu durum, birçok esnafın yılların emeğinin boşa gideceği, plakalarının ellerinden alınacağı gibi endişeler yaşamasına sebep oluyor.
Ticari plaka sahibi esnafının yaşadığı durum bu konunun önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu esnaf, ticari plaka alabilmek için yıllarca birikim yapmış, hatta bu süreçte evlerini, tarlalarını satmak veya eşinin bileziklerini bozdurmak zorunda kalmıştır. Hayatlarının en değerli yatırımlarını bu plakalar için harcayan insanlar, bugün plakalarının değerinin düşeceği ya da mülkiyet haklarının tehdit altında olduğu korkusuyla mücadele ediyor.
Ancak bu sadece bir belirsizlik meselesi değil; bazı belediyelerin uyguladığı yanlış tarife politikaları ve bankaların yüksek faiz oranları da taksi plaka değerlerini olması gerekenin çok çok altına çekmiş durumda. Esnaf, hem alın teriyle elde ettiği hakları hem de yaptığı bu büyük yatırımların karşılığını alamamaktan dolayı büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor. Bu sorunlar, sadece plaka sahibi esnafının değil, sektörün genel olarak geleceğini tehdit ediyor.
Global Şirketlerin Gölgesi
Son dönemde özellikle global şirketlerin taksi sektörüne olan ilgisi giderek artıyor. Bu şirketlerin birincil hedefi, sadece sektördeki rekabeti artırmak değil, aynı zamanda esnafın cebindeki paraya göz dikmek. Bu durum, özellikle küçük esnafı zor durumda bırakırken, sektördeki dengeleri esnafın aleyhine değiştirebilir. Taksici esnafı, kendi emeğiyle kurduğu düzenin, uluslararası şirketlerin haksız bir şekilde piyasaya girişiyle yok edilmesinden korkuyor. Bu, yalnızca bireysel bir kayıp değil; yerel ekonomilerin çökmesine ve sosyal dengenin bozulmasına neden olacak bir tehdittir.
Kanun Koyuculara Sesleniyoruz
Kanun koyuculara burada büyük bir görev düşüyor: esnafın sesine kulak verin. Sadece büyük şirketlerin ya da belirli grupların çıkarlarını değil, toplumun tamamını ilgilendiren bu meselede, esnafın hakkını koruyan bir denge gözetilmelidir. Esnaf için mülkiyet hakkı; bir evin tapusu, bir işyerinin sahibi olmak demektir. Bu hakların zedelenmesi, yalnızca bireysel kayıplara değil, esnafın geleceğe dair umutlarını kaybetmesine de neden olur.
Düzenleme yapılırken şu üç temel prensip göz önünde bulundurulmalıdır:
1. Mülkiyet Güvencesi: Esnafın plakaları üzerindeki mülkiyet hakkı asla gasp edilmemelidir.
2. Şeffaflık ve İstişare: Her düzenleme öncesinde, doğrudan esnafın görüşü alınmalı, onların sorunları anlaşılmalıdır.
3. Uzun Vadeli Çözümler: Yasal düzenlemeler, geçici değil, sürdürülebilir bir perspektifle hazırlanmalıdır. Esnafın hakları korunmalı, gelecekte de aynı sorunlarla karşılaşılmaması sağlanmalıdır.
İzmir’de Birlik Mesajı
Bu önemli süreçte esnafın haklarını savunmak ve onların yanında olmak adına İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği başkanlığında, İzmir’deki Şoför Odası Başkanları bir araya geldi. Toplantıda, esnafın mülkiyet haklarını savunmak için hazırlanan deklarasyon tüm oda başkanları tarafından imzalandı. Bu deklarasyon, sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini içeren somut bir belge olarak ilgili makamlara gönderildi. Bu birlik ve dayanışma, esnafın geleceği için umut veren bir adım oldu.
Esnafının Çığlığı
Plaka sahibi esnaf açısından mülkiyet yasası kritik bir noktada. Bugün birçok esnaf, plaka değerinin düşeceğinden, gelir kaynaklarının azalacağından ve mesleklerinin giderek güvencesiz bir hale geleceğinden korkuyor. Onların talepleri çok net:
• Plaka hakları açık ve kesin bir şekilde korunmalı.
• Yeni düzenlemeler sektöre yönelik adil bir rekabet ortamı oluşturmalı.
• Ruhsat düzenlemeleri hem mevcut esnafın hem de yeni gelenlerin haklarını gözetmelidir.
Ayrıca esnaf, global şirketlerin sektöre girişinin şeffaf ve adil bir düzenlemede gerçekleşmesini talep ediyor. Adaletsiz bir rekabet ortamı yaratılması, esnafın sadece gelirini değil, sektör üzerindeki kontrolünü de kaybetmesine yol açacaktır.
Esnafın Yanında Olmak Bir Görevdir
Bu yazıyı kaleme alırken yalnızca bir endişeyi değil, bir gerçeği dile getiriyorum: Esnaf yalnız bırakılmamalı. Bugün esnafın mülkiyet hakkını savunmak demek, adaletin ve emeğin yanında olmak demektir. Göz ardı edilen her hak kaybı, esnafın hayallerinin yıkılması ve ülke ekonomisinin temel direğinin zarar görmesi anlamına gelir.
Düzenleme yapılırken esnafın sesine kulak verilmesi, onların görüşlerinin dikkate alınması ve alın terinin boşa gitmeyeceği bir sistemin inşa edilmesi artık ertelenemez bir zorunluluktur.
Son olarak, esnaf, alın terinin ve emeğinin karşılığını almayı hak ediyor. Kanun koyuculara buradan çağrım net: Esnafın sesi olun, onların hakkını gasp etmeyin. Çünkü esnaf, bu ülkenin geleceğidir.